27 Aralık 2009 Pazar

BARCELONA

Bu hafta Gidipte dönmek istemeyeceğiniz iki ülkeden bahsetmek istiyorum.Birisi Barcelona Diğeri ise Cape Town....İspanya'nın katalonya bölgesinin başkenti olan Barcelona Dünya turizmi açısından önemli bi yer kaplıyor.











  • santa familia
Tarihi,sanatı,mimarisi ve eğlencesi ile unutulmaz bir kent olduğunu düşünüyorum.Akdeniz'in en hareketli limanlarından birisi olan Barcelona Limanı yılda 700.000'den fazla gemiye ev sahipliği yapıyor.Barcelona demek eğlence demek sabahlara kadar süren bar ve gece klüpleriyle Kentte gidebileceğiniz çok fazla eğlence mekanı,cafe ve restaurant var.Flamenko gibi eğlenceli yöresel danslarıyla bilinen ispanyollar gece hayatını oldukça renklendiriyor....Tabiki barcelonadan bahsedipte boğa güreşlerini unutmak olmaz.İspanya'nın ulusal kültürü olarak görülen Boğa Güreşleri her yıl ispanyolların Boğa Güreşleri festivaliyle şenleniyor.Gerçi hayvan haklarının ihlal olup olmaığı da tartışılıyor ama bize garip gelse de her Ülke'nin kültürünün farklı olduğunu da kabullenmemiz gerekiyor diye düşünüyorum.Eğer bu festivale katılmak istiyorsanz; biletlerinizi birkaç gün önceden almanız gerekiyor.






Barcelonaya gidipte gezilmesi gereken yerler;Sagra da Familia Kilisesi.(Guadi'nin beklide hayatında ki tüm yaşadıklarının bir dışa vuruşu olarak yansıyan bu kilise, inanılmaz çelişkilerle doludur. Duvarları, renkleri, kuleleri ile ilk bakışta tam bir karmaşa gibi görünen bu kilise Barcelona'da sanat değeri olarak oldukça dikkat çekici bir özelliği vardır.)
 La Ramblas;Barselona'nın en ünlü caddesidir. Bu cadde oldukça kalabalık neşeli ve keyifli bir caddedir. Renkli, cıvıl cıvıl mağazaları, kafeleri, hepsi birer mimari değer taşıyan evleri ile Barselona'nın kalbi gibidir. Bu sokağın sonunda Barselona limanı çıkar karşınıza, ve burada bulunan Christopher Columbus'un heykeli, Barselona'nın sembollerinden biridir.







Passeig de Gracia;Alışveriş olanakları ile ziyaretçilerin oldukça ilgisini çeken bu cadde ayrıca sağlı sollu bulunan ünlü sanatçıların yarattığı binalarıyla da, gezilmesi gereken caddelerden bir tanesidir.
Park Guel; yapay bir park olmasına rağmen,doğal bir parkmış gibi görünen  bu yer,Kont Eusebi Guell'in 20 hektarlık aile arazisi üzerine bir "bahçe şehir" olarak düşünülerek yapılmış olan bu yer, Gudai'nin bir eseridir.




Cape Town

Güney Afrika'nın bambaşka bir yüzüyle karşılaşmak istiyorsanız Cape Town'a mutlaka gitmelisiniz.Muhteşem doğal güzelliği ile dünyanın en cazip, en havalı ve en göz alıcı şehirlerinden bir tanesi.Cape Town’a gittiğinizde kum taşından yapılmış geniş ve yüksek tabelalar dikkatiniz çekecek.
Cape Town’un bir kısmı çok zengin.






Öyle evler var ki, insana kendini Beverly Hills’de hissettiriyor.Biraz ileride olan zenci mahalleleri pek te iç açıcı değil fakirlik en fazla o bölgelerde.






Cape Town’da mutlaka “Victoria & Alfred Waterfront”a gitmelisiniz.Burası liman bölgesi. Ama asil bir victorian hava taşıyor. Açık havada yer alan amfi tiyatroda yerel halkın yaptığı kabile danslarına tanık olacaksınız.Yine merkezde yer alan akvaryum, çok çeşitli hayvanları ile ziyaretçilere bir görsel şölen sunuyor. Derin su hayvanlarından, penguenlere, foklara kadar her hayvan var. Akvaryumun karşısında “Art Crafts Center” diye lokal bir hediyelik eşya dükkanı bulunmakta. Burada da yörenin orijinal eşyalarına göz atma fırsatı bulabilirsiniz.


Boulders Beach cape town için çok önemli biyer burada istemediğiniz kadar penguen görebilirsiniz adeta penguen cenneti gibi bir yer.Eskiden insanların dokunmasına izin veriliyormuş. Ama artık sadece bir yürüme parkuru boyunca sahili turlayıp, resim çekebiliyorsunuz.





cape town'da görmeden gelme;Clifton beach,Cape Town’un kurtuluş öyküsü Robben Adası…Table Mountain, Robben Müzesi,Ceomel Anıtı,Ümit Burnu,Masa Dağı.






cape town limanı ve masa dağı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder